Herkes inci takabilir ama Mikimoto takmak herkesin harcı değildir.. :)
1893 Yılında kurulan Mikimoto dünyada ilk kültür incilerini kadınlarla tanıştırmıştır. Hiç bir dönemde güzelliğini kaybetmeyen inci, mücevher dünyasının her zaman
klasiği ve zerafeti olmuştur. Kokichi Mikimoto tarafından 1912 yılında
bulunan inci aşısı ile kusursuz inciler yaratılmış ve marka inci lideri olmuştur. En yüksek kalitede inciler üreten Mikimoto Marilyn Monroe, Monaco Prensesi ve Grace Kraliyet ailesinin vazgeçilmez mücevherleri olmuştur.
İnci dünyası, kültür incilerini yaratan Kokichi Mikimoto çok şey
borçludur.. Kültür incisini yaratmakla kalmamış, geliştirilmesinde de bulduğu teknikler sektörde çok önemli rol oynamıştır.
Mikimoto 1885 yılında Japonya da
doğar. Bir makarna restorantının sahibinin oğlu olan Mikimoto bu serüvene
istiridye yetiştirmekle başlar ve daha sonra inci üretimi üzerine deneyler
yapmaya karar verir. Ne yazık ki ilk çabaları başarısızlıklarla sonuçlanır.
Fakat hiç bir zaman pes etmeyen Mikimoto, küçük bir sedef boncuğu bir istiridyeye yerleştirildiğinde, o
istiridyenin sedefi özel bir salgıyla kaplamaya başlayıp bir inciye döndürdüğünü
keşfeder. Salgının inciye dönüşmesi 5-10 yıllık bir zaman alır ve çıkartıldığında bu incilerden yüzde 50 si hayatta kalır. Mikimoto nun bu pes
etmeyen tavrı inci dünyasını değiştirir ve Kral Mikimoto yu yaratır.
Ona baba mucit demek yanlış olmaz
sanırım :)
İlk butiğini 1899 yılında Tokyo nun en şık alışveriş bölgesi olan Ginza
da açar. En kısa zamanda Londra,
Paris ve diğer büyük şehirlerden yükse talep görür. Mikimotonun inci
tutkusu, heyecanı ve özverisi ona uluslararası arenada başarılar getirmesine sebep olur.
“Tüm kadınların boyunlarını sıra sıra incilerle sarıp sarmalamak
istiyorum” Mikimoto.
Mikimoto; krem beyazlar, Güney Denizinde
nadir bulunan ve Tahiti sularında yetişen soluk griler, yeşiller ve siyahlar ile
ünlüdür. Mikimoto siyah, Güney Denizi kültür incileri genellikle tavuskuşu
kuyruğunun parlaklığındaki büyüleyici renk paletine sahiptir. Akoya daha büyük
boyutlardadır. Altın dudaklı istiridyeden, gümüş dudaklı istiridyeye ve
görkemli altın incilerine kadar çok çeşitleri bulunmaktadır.
Bir kolye oluşturmak
için ise neredeyse 12 hasat yılı sürebilen zamanı beklemek gerekebilir. İşte bu
da kaliteli bir inciyi değerli kılan, cazibesini arttıran bir unsur haline gelir.
Eğer bir Mikimoto alacaksan..:) diğer incilerden ayırt etmen için kontrol etmelisin. Bunun en iyi yolu 10x büyüteç altında inci yüzeyindeki
benzersiz yol haritasına veya çizgi desenine bakman gerekir. Tecrübeli
kuyumcular bunu anlayabilir. Ama alıcıların anlaması zordur.
-Bir Mikimotom
olabilecek mi acaba ? (içses :))
Ve dikkat etmen gereken diğer bir husus. “M” işareti.
Mikimoto tarafından oluşturulan her takıda, kendi ayarı olan on damgalı bir “M”
vardır. Bu kalitesinin garantisidir.
Ayrıca, kültür incileri için şirketin özel bir not
sistemi bulunmaktadır. A'dan AAA arasında değişen parlaklık ve yüzey
kriterlerine dayanmaktadır. Eğer güzel bir
inciye sahip olmak istiyorsanız, incini seçerken 'parlaklık, renk, şekil ve yüzey'.
Bu 4 kelimeyi aklınızda tutmanız gerekiyor ;)
Mikimoto İnci boyları: Yaka (10. “-13″), boğan (14 “-16″),
prenses (18 “-20″), matine (20 “-24″), opera (28 ” -34 “) ve halat (37″ ve daha
uzun). 18 24 inç lik bir kolye uzun boylu bir kadın da güzel durabilir. İnci
seçiminde kolye uzunluğu, kadının yaşı, vücut kompozisyonu ve boyun yüksekliği
önemlidir. Kısa boylu bir kadın da uzun bir kolye hoş durmuyor :)
- İnciyi, yüzeyini çizebilecek diğer mücevherlerinizden ayrı saklamalısınız.
- Doğrudan incinin üzerine parfüm sıkmamalısınız.
- Parfüm ya da terleme gibi asidik öğeleri incinizi kaldırmak önce silmelisiniz.
Bu basit kuralları uygularsanız, incinizi sonsuza kadar kullanabilirsiniz. ;)
Bakalım kimler Mikimoto takmış.
1.961: H.R.H. Büyük Britanya Prenses Alexandra
1963: H.R.H. Hollanda Kraliçesi Beatrix
1967: H.R.H. Nepal Veliaht Prens Birendra
1970: H.R.H. Ürdün Prensesi Muna
1971: H.R.H. İsveç Prensesi Christina
1972: H.R.H. İspanya Prensi Carlos
1972: Afganistan, Beliguis ve eşi Kraliyet
Prens
1973: H.R.H. Tonga Kralı
1975: Onların Majesteleri Kraliçe Elizabeth II
ve Prens Philip, Edinburgh Dükü
1977: Suudi Arabistan Prensi Nawaf
1981: Kral Regnier III ve Monako Kraliçesi
Grace
1985: H.R.H. İsveç Kraliçesi Silvia
1989: Tayland Kraliçesi Anne Kobkaew Abhakara
Na Ayudhya
Hmm güzel.! Sanırım benim hiç bir zaman bir Mikimotom
olamacak.. :)
Kral Mikimoto Show İncileri..
Bakın bu kelepçe kaç parçadan oluşuyor. Şaşıracaksınız :)
Müthiş.!
Ve Angelina Jolie'nin Mikimoto küpeleri..
TARİHTE İNCİ
Tarih boyunca inci, sıcak iç parıltısı titrek yanar dönerliği ile, en çok değer
verilen ve aranan değerli taşlardan biri olmuştur. Birçok kültürün dininde
mitolojisinde en eski zamanlardan beri inciye sayısız atıf bulunabilir.
Eski Mısırlılar incileri kendileriyle birlikte gömecek kadar değer vermiştir.
Markus Antonius’ tan bir bahis kazanıp bütün bir ülkenin varlığını bir öğünde
yutabilmek için, Kleopatra’ nın tek bir inciyi bir kadeh şarap içerisinde
eritip içtiği rivayet edilir.
Eski Roma’ da inciler, varlık ve sosyal statünün en üstün simgesi olarak kabul
edilmiştir. Grekler inciye hem rakipsiz güzelliği hem de aşk ve evililik ile
ilişkisi dolayısıyla çok değer vermiştir. Asil sınıftan güzel genç kızların zarif inci kolyeler taktığı Karanlık Çağlar
boyunca kahraman şövalyeler incileri genellikle savaş alanlarına taşımışlardır.
Parlak değerli taşların sahip olduğu sihrin kendilerini zarar görmekten
koruyacağına inanmışlardır.
Rönesans, Avrupa kraliyet saraylarının inciler içerisinde yüzdüğüne tanıklık
etmiştir. İncilere çok değer verildiğinden dolayı, çok sayıda Avrupa ülkesi
asil sınıf dışındakilerin inci takmasını yasaklayan kanunlar çıkarmıştır.
Avrupa’ nın Yeni Dünya’ ya yayılışı sırasında, Orta Amerika sularında inci
bulunması, Avrupa’ nın servetine servet katmıştır. Ne yazık ki denizde yetişen
değerli taşlara yönelik açgözlülük ve zaaf, 17 yüzyılda bütün Amerikan inci
istiridyesi popülasyonunun tükenmesine yol açmıştır.
1900’ lerin başında doğal incilere yalnızca zengin ve ünlüler ulaşabilmiştir.
1916 yılında, ünlü Fransız kuyumcu Jacques Cartier, değerli gayrımenkul karşılığında
iki inci kolye vererek New York’ un ünlü Beşinci Caddesi’ ndeki mağazasını almıştır.
Eski çağlardan beri, inci kusursuz güzelliğin simgesi olmuştur. Bilinen en eski
cevher olup yüzyıllar boyunca en değerli taş olarak kabul edilmiştir. M.Ö. 520
yılında ölen bir Pers prensesinin lahdinde bulunan, bilinen en eski mücevher
parçası Paris’ teki Louvre Müzesi’ nde sergilenmektedir. Eski insanlar için
inci ayın simgesiydi ve sihirli güçlere sahipti. Klasik Roma’ da yalnızca
belirli rütbeye sahip insanların inci mücevher takmasına izin verilirdi. Edebi
olarak inci kelimesinin Latince karşılığı “eşsiz” demektir ve bu, iki incinin
birbirine benzemediğinin kanıtıdır.
İnciler saflığı ve masumiyeti simgelemeleri nedeniyle ideal düğün hediyesi
olarak kabul edilmiştir. Hindu dininde, delinmiş incinin hediye edilmesi ve
delinmesi evililik törenin
bir parçasını oluşturmuştur.
Romantik dillerde (İspanyolca, Fransızca, İtalyaca) margarita inci demektir. İnci
kelimesi İngilizce dilinde 14. yüzyılda görülmüştür. Onüçüncü ve ondördüncü
yüzyıllarda inciler, Avrupa’ da şahsi süs olarak çok moda olmuştur.
Hem erkek hem de kadın giysileri
incilerle işlenmiştir.
Amerika kıtalarında hem İnkalar hem de Aztekler, güzellikleri ve sihirli
güçleri dolayısıyla incilere değer vermişlerdir.
“Ayın gözyaşları” olarak da adlandırılan bu taş, cennetin bulutlarından geçen
meleklerin izine benzetilir. Geçmişte çoğu medeniyette, kalp hastalıklarına ve
pek çok rahatsızlığa iyi geldiğine inanılmıştır. Aslına bakılırsa incinin ana
maddesi olan kalsiyum karbonat, bugün de ilaç olarak kullanılmaktadır.